4 Ekim 2011 Salı

Kedi Zihnimi Benim..


Bazen aynı anda 7den fazla şey düşündüğüm oluyor ve öyle anlarda da "En iyisi bi şeyler yazayım!" diyorum.. En kötüsünün ne olabileceğini düşünmeden.. Yani farkındayım evet, insan aynı anda nasıl 7 tane şey düşünebilir değil mi?! Değil.. Yani konumuz bu değil.. Belirli bi konu olduğunu da zannetmiyorum aslında.. Şu son zamanlarda kafam o kadar karışık ki "Neyin var?!" diye soranların suratına BOŞ BOŞ bakmak istiyorum sadece ve aslında kısa bi süreliğine de olsa bakıyorum.. Yalnız burdan "çokaşırıdertliyim!" anlamı da çıkmasın.. Sadece dediğim gibi.. kafam karışık.. Evet bu sıkıntı verici bi durum ancak yine de mutsuzluklara sürüklemiyor beni.. (Diyorum ki şu ifadeyi bi ara kullanayım bi şey için.. "Mutsuzluklara sürükledi" ifadesini.. Ciddi bi mevzuda.. Bakalım karşı tarafın tepkisi ne olacak.. Güzel, evet..)


Mesela dün fark ettim, beni mutlu etmek aslında çok kolaymış.. Fakat şöyle rahatsız edici bir özelliğim de var ki mutlu olduğumu ya çok belli ederim ya da hiç belli edemem.. Hani ikisinin ortası yok benim için.. Zaten genelde hemen hemen hiç bir şey için ikisinin ortası yoktur benim için.. Hani "Ben gri insanı değilimdir.. Ya siyah vardır ya da beyaz benim için!" diye bi laf var ya çok sık kullanıldığı için artık eskisi gibi güzel gelmeyen, evet işte ben de mesela bu cümleye şiddetle katılıyorum.. (Şiddetle katılmak nedir?! Yahu cidden dilimizde öyle ifadeler var ki insanın 3er 4er kupa kahve eşliğinde hepsini tek tek tartışası geliyor.. Bi de zaten gayet de "kinky" bi dil.. Hani nereye çeksen oraya gelecek bir sürü kelime, ifade var.. İşin komik-erotik tarafını bi yana bırakırsak çoğu genç Türk çiftinin ilişkisi de aslında bu "nereye çekersen oraya gidiyor"cu kelime sistemi yüzünden bitiyor bence.. Sebepler arasında bu da gösterilebilir yani... neyse) Buradan çıkarılacak sonuç "Tanrım, Syntinen küçük şeylerle mutlu olabilen şahane bi insanmış!!!!1!!11!" değil tabii ki.. Sadece kimi zaman fazla karamsar, tatmini zor, hatta kötücül bi insan olduğumu düşündüğüm oluyor.. Daha sonra fark ediyorum ki aslında öyle değilmişim.. Normal seviyede kötü bi insanım sanırım..veya "avaraj" iyi insanlardanım ancak iyi veya kötü olmayı umursamayacak ve daha deminki cümleleri kurabilecek kadar tuhaf olduğumdan da eminim.. Neticede evet insanların gerçekten de değişmeyen, taban bi karakteri/kişiliği oluyor ancak davranışları da yanındaki kişilere göre de şekilleniyor, ton değiştiriyor.. Bu düşünceme çeşitli duygu temaları eşliğinde "Nasıl yani?!" şeklinde anlık tepki geliştiren sen okuyucu, bu konuyu başka bi zaman yazarım.. Pek güzel geldi gözüme şimdi..


Her neyse efendim, normalde bu blogda yazdığım yazılar -madde madde olanlar dışında, hep belli bi konuya sahiptir ancak bu gerçekten de ..bi miktar karışık oldu.. "Yazar burada ne demek istiyor?!" diye sorsak herhangi birine cevap veremez bence.. Ben yazar olmadığım için değil, ki cidden değilim evet de hani yazının anlattığı belirli bi şey yok.. Mesela tam şu anda aklıma şu geldi; kimisinin soğuk espiri, kimisinin de iğrenç espiri diye nitelendirdiği küçük şakacıklardan yapmak üzere olan insan suratı denilen bi şey var bu dünyada.. O surat öyle bi hal alıyor ki tam o espiriyi yapacakken, öyle karmaşık duygular süzülüyor ki yüzünden gerçekten ilginç bi durum bence.. Yani kişinin bu halde olmasının sebebi de büyük ihtimalle "Ben bu espiriye güldüm aslında lan?! Ama soğuk espiri olarak söyleyeyim, risk alayım?! Ya ÖÖEEAAAHH derlerse de böyle bi üzülürsem?! Bence güzeldi amaooğlumya?! Neyse ben yapıyorum..yaptım gitti!" düşüncelerinden en az birinin veya hepsinin aklında geçiyor olmasıdır bence.. Soğuk espiri yapmak stres işidir, soğuk espiri yapmak cesaret işidir.. Bazısı gerçekten güzel oluyor, cool duruyor böyle; işte onlardan birini yapan insan olmak hoş bi durum.. Ama yine de o yüz ifadesi sabit yani, illa siz de mimik şovu yapacaksınızdır; en kötü ihtimalle sesiniz titreyecektir.. Hazırlıklı olun.. Veya olmayın, çok şey kaybedeceğinizi sanmıyorum..




Özetle değişik, dengesiz, fiziksel olarak olmasa da yorucu günler geçiriyorum şu sıralar.. Bilincimi kısa süreliğine de olasa kaybedip her türlü gerçeklikten uzaklaşmak istiyorum.. Veya içinde bulunduğum zamanı dondurup kendi düşüncelerimi, hislerimi doğru düzgün organize etmek istiyorum.. Hayatımda ilk defa bir anlığına bir başkası olmak istiyorum ki içinde bulunduğum bu hali dışarıdan gözlemleyebileyim.. Öyle bi haldeyim ki; The Matrix'te Neo "Kadere inanmıyorum çünkü hayatımın kontrolünün bende olmaması fikrini sevmiyorum." demişti.. İşte şimdi ben de kadere inanıp, hayatımı kontrol eden kişiye sormak istiyorum neden böyle olduğunu, bundan sonra neler olacağını ve neler yapmam gerektiğini çünkü ben ipin ucunu kaçırmış haldeyim..