20 Kasım 2010 Cumartesi

Garip Alışkanlıklar Mim'i



Merhaba bi de benden duymak isteyen sevgili blogger'lar ve kendini blogger hisse... yo hayır bu klişe cümleyi tamamlamayacağım, size böyle bi kötülük yapamam 'lol

Sevgili Finduilas tarafından mimlenmiş bulunuyorum ki mim yazmayı çok severim.. "Bilmeyen varsa da öğrenmiş oldu." dememin bir manası yok, çünkü bunu ilk defa söylüyorum :ben-bilirimci-smiley: Başlığın uzatmadan özet geçtiği gibi garip alışkanlıklarımızı maddeleyecekmişiz efendim.. "Esasen çok garibimdir ama çok da değilimdir gibi falan." benzeri paradokssalımsı bir cümleyle yazmaya başlıyorum..


# 7 sayısına karşı olan sempatim etrafımdaki herkes tarafından aşina olunan bir durum.. Buraya da ilgili duygu ve düşüncelerimi yazmıştım daha önce.. Fakat bu maddede yazacağım garipliğim altı sayısına olan "düşmanlığım" olacak.. 7'nin uğuruna nasıl körükörüne bağlıysam altı sayısının uğursuzluğuna da o derece inanırım.. Hani derler ya "evlat olsa sevilmez!" diye -ki hangi fantastik bünye söylemiş bunu acaba?!, heh işte ben altı sayısını o derece sevmiyorum.. Toplamda altı tane olan her şeyden itinayla kaçıyorum, ya bir arttırıp 7'ye tamamlıyorum ya da bir eksiltiyorum.. Mesela asla altı tane zeytin yediğimi göremezsiniz benim.. Yani altı sayısıyla ilgili bu ve benzer durumları garip bir şekilde alışkanlık haline getirdim..

# Herkesin ÇOK sevdiği, ÇOK ölüp bittiği şeylere karşı dizginlenemez bir şekilde önyargı doluyorum.. Normalde bodoslama bi önyargı ile olaylara veya kişilere yaklaşmak adetim değildir ama karşımdaki brutal bi modda nefessiz bi şekilde yüceltiyorsa bir şeyi kafamda hemen negatif yüklü iyonlar kol gezmeye başlıyor.. Tabii daha sonra kendi gözlemlediğim kadarı ile bu önyargım kırılabiliyorum ama bu ÇOK sevilenden anlık tiksinme alışkanlığım süregelecek gibi gözüküyor.. Zira alışamadım o Nutella'ya ben de sevgili fellow'er.. 'lol -cheers to Finduilas"*

# Araba-otobüs-gemi vb. taşıtlar ile seyehat ederken illa ki müzik dinlemek isterim.. Zaten normalde müzik dinlemeyi çok seven bir insanım ancak bu hareketli olduğu kadar da rutin olan seyehat eyleminde illa ki kulağımda olacak o kulaklıklar.. Bunun en önemli sebebi ise sanırım akıp giden yola bakarken (bir İclal Aydın estetiği ile yazılmıştır, evet) dinlediğim şarkıya kafamda klip çekmemdir.. Kimisine göre fazla olağandışı gelebilecek olan bu aktiviteyi yapmadığım zamanlarda ise geçmişimi kısa filmler haline getirip, dinlediğim şarkıyı arka fona iliştiriyorum.. Denemenizi tavsiye ederim 'lol

# Yemek yerken eğer önümde birden fazla seçeneğim varsa tadı güzel olanı etkisi en sona kalsın ve sürekli olsun diye sona saklarım.. Sanırım bu çoğumuzda olan bi alışkanlık ancak garip sayılabilecek tarafı şudur ki ben bunu yaparken aklım hep o tadı çokacayip güzel olan yiyecekte olur; dahaazçokacayip güzel olanı yerken ne yediğimi anlamadığım zamanlar oluyor o yüzden.. Mesela gayet güzel bir şekilde içine sevgi katılarak hazırlanmış bir "anne köftesi" varsa tabağımda, onun yanında garnitür olan şeyleri bir an önce bitirmek isterim ki köfteden yiyebileyim.. Kendime uyguladığım bu manasız eziyet(!) garip bi alışkanlık olarak sayılabilir bence..

# Bir önceki paragrafı referans alarak bir diğer garip alışkanlığımı yazayım.. Rakı masası dışında yemek yerken içki içemiyorum efendim.. Hani "Bir patates kızartması-bira keyfi de mi yapmıyorsun, afedersin ama çılgın mısın Syntinen?!" diye soranınız olursa cevab_veriyorum, patates kızartmasını cips gibi gördüğüm için o sayılmaz argadaşım! 'lol Şaka bir yana ciddi ciddi yemek eşliğinde içki içememe-içtiğime odaklanamama sorunum var ki odaklanamama dedim bi garip oldu... Rakı'yı tenzih ederek şunu diyebilirim, yemeğe en iyi eşlik eden içki şaraptır bana göre ve ben şarap sevmediğim için henüz bu garip alışkanlığımı atamadım üzerimden.. İçmeyi sevdiğim içkilerin çoğu da zaten yanına yemek yaklaşınca "küsen" içkiler, e viski-lahmacun enteresanlığına da giremeyeceğime göre bu alışkanlığım bi derece anlaşılabilir diye düşünüyorum..

# Mesajlaşmayı hiç semem.. *BAM!! Ünlü olmayan ama ileride Oscar alacak olan blogger Syntinen'den ŞOK açıklamalar.. Evet.. Azz Sonnra!* Jenerikte Oscar alacak dedi, ona kazanacak diyelim, daha şık olsun 'lol.. Neyse, kendimi ciddiyete davet ediyorum ve özellikle günümüz gençliğinin ciddi manada garip olarak yaftalayacağı alışkanlığımı bir kere daha yineliyorum; mesajlaşmayı hiç sevmem.. Yani tamam gerekli olduğu, hatta zevkli olduğu bile oluyor.. Ama benim "mesajlaşmak" diye nitelendirdiğim şey 3-4 dakikada bir, en az 18 saat boyunca SMS alışverişinde bulunmak olduğu için bu eylemden olabildiğine hoşlanmıyorum.. Ve lütfen bu duyduğun şey yüzünden hayatı sorgulama sevgili telefonuna-bakmadan-saniyede-7-ayrı-harf-tuşlayabilen-ultimate-sms-şampiyonu fellow, parmaklarına yazık bebikim..

# Futbol maçlarını izlerken olayları 7981D gibi çok boyutlu yaşamak gibi bi alışkanlığım var.. (yazar burada son günlerin popüler akımı 3D'ye umarsızca bi göndermede bulunmuştur) Kah vermediği faul için futbolcularla denk bir öfke ile itiraz ederim, kah oturduğum koltuktan adam çalımlayıp top çalarım, kah Yılmaz Vural olup oyuncularıma çılgınsal hareketlerle taktik vermeye çabalarım, kah tribüne çıkıp deli gibi tezahürat yaparım.. Biliyorum its dı fıdbıl, dets dı fıdbıl , bu taraftarın doğasında olan şeyler ama bu kadarını garip karşılayanlar da oluyor, inanın..

The end! babies.. Acaba 7 madde değil de 97 madde mi yazasaydım diyorum ama ne o kadar garipliği normal bünyeler kaldırabilir, ne de ben bu kadar garip bi şekilde doksanyedi madde sıralayabilirim.. 'lol Bu güzide mim ise "Bende de garip alışkanlar var ollom, hem de sürüyle." diyen, kısacası bu mim'i okuyan herkese gitsin.. Neymiş garip alışkanlıkları, bir de onlar maddeleyiversin..


p.s. Diyorum ki uygun bi zamanımda şu "The Garipliklerim with 97 Madde" isimli yazıyı yazsam, tek cümleler halinde falan.. *düşünür* Yazarım yazmasına da..korkup kaçmak yok ama?! :D