28 Şubat 2011 Pazartesi

.......



Aşığım sana be adam..

Olmayışına aşığım, olamayışına, belki de olmayacak olmana..

Ses tonunun duyduğum başka hiç bir şeye benzememesine aşığım

Ellerinin biçimsizliğinin kusursuz oluşuna

Gözlerinin sahip olduğu ifadeye aşığım adam

Bana bakıyor olmana da gerek yok çoğu zaman

Düşüncelerinin uçsuz bucaksızlığına, sınırlarını bilmene aşığım

Ağzından her çıkan kelime yeniymiş gibi geliyor bana

Tutarsızlığına aşığım, çelişkilerine, değişkenliğine adam

Seni anlayamamanın bu kadar doyumsuz olduğunu kimse söylememişti bana

Kokuna aşığım adam, dudaklarının şekline, gülümsemene

Seninle ilgili her ayrıntı aklıma kazanıyor, ölümsüzleşiyorsun bende

Beni ağlatmana, beni kırmana, büyümeyen çocuk yanına aşığım

Elinden tutup kalbime götürmek istiyorum seni, ait olduğun yere

Senin uğruna içmeye, sensiz sarhoş olamamaya ağışım adam

Zihnimin en dolu anda bile senin adını sayıklaması çok mu şaşırtıcı

Varlığının yetmemesine, yokluğunun geçmemesine aşığım adam

Hiç bir zaman doyamayacağım sana, tamamen senin olsam da

Bunları sana mı söylüyorum, hiç bir zaman emin olamayacak oluşuna aşığım

Şüphelenmelerine, tahmin edememelerine, tahammül edememelerine

Aşığım sana be adam..

Yorgunluğun geçmese de.. Bunu sen bilsen de, bilmesen de..






p.s. Normalde bu tarz yazdığım şeyleri paylaşmıyorum Blog'da.. Ama bunu sizin de okumanızı istedim.. "Synt aşık beyler, ya dağılalım ya da üzerine gidelim ve kimmiş öğrenelim!" demeyin, ciddi manada ben bile kime yazdığımı bilmiyorum.. He veya evet.. biliyorum kime yazdığımı ama ben de o "adam" gibi bilmemezlikten gelmek istiyorum.. Böylesi işime geldiği için değil böyle olması gerektiğinden emin olduğum için..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

bir aşk bu kadar samimi anlatılabilirdi..'ah o adam' :))