7 Nisan 2010 Çarşamba

Bir Dilek Tut


Şimdi söyleyin bakalım hanginiz dilek tutmayı sever, hanginizin dilek tutmakla işi olmaz?! Sessizliğinizden anlıyorum ki hepiniz *swh* Bu oran genelde yarı yarıyadır insanlar arasında ama benim esasen merak ettiğim şey benim kadar dilek tutan kaç kişi var?! Bu merakımı pekala Facebook'ta "Çeşitli şeyleri bahane göstererek dilek tutanlar.. Kaç kişiyiz?! Aladdin'in cini için üç günde 3 Milyon olalım, hadi!" isimli bir grup açarak pekiştirebilirdim ki eminim üç günde üç milyon olamazdık.. Ve yine eminim ki Facebook kariyerim(!) boyunca asla böyle bir grup açmayacağım, o yüzden bu ismi beğenen girişimcilerden telif hakkı talep etmem.. Kullanmak istenen varsa buyursun ..lol.

Konumuza dönersek küçük yaştan beri "dilek tutma"nın büyüsü etkilemiştir beni.. Bahsi geçen hayali grup adındaki Aladdin'in öyküsünü ilk okuduğumda kendimden nasıl geçtiğimi dün gibi hatırlıyorum.. Hiç bir şeye sahip olamayan Aladdin nasıl da lambadaki cin sayesinde ülkenin sultanının kızını büyük aşkı haline getirip hayatını kökten değiştirmişti öyle?! Vay canınaydı adeta benim için.. Sonra Disney yapımı filmini izledim, o mavi cinden ilk dileyeceğim şeyin evcil bir kaplan olduğuna karar verdim..(yaa evet, prenses Jasmine'nin kaplanı Raja.. Ne sandın) Ama olayın öznesi hala dilek dilemenin dayanılmazlığıydı tabii..

Sonra aradan geçen yıllarda dilek dileme sevdamı en sevdiğim üç sayısını barındıran (diğeri için ıssız ada+üç şey) "3 dilek hakkın olsa ne dilerdin Synt?!" temalı sorulara "Sınırsız hakkım olmasını dilerdim heaheaheah" diye cevaplar vererek ama ben sorduğumda "Sınırsız hak diye bir şey yok!" diye çamurlaşarak pekiştirdim.. Bu konuyu baz alan bi korku filmi serisi olan "Wishmaster" sayesinde de pekiştirdiklerimi tükettim ama dilek dilemeye de devam ettim.. Yalnız artık ne dileyeceğimi daha iyi düşünür oldum ve isteğim şeyi cümleye düzgün dökmek de lazımmış kararını aldım ..lol Ama tabii yaşım büyüyüp mantığım hayal gücümle savaş başlattığında bu dilek tutma sevdamı yetişkin versiyonlara adapte etmeye başladım ve mavi Genie'den medet ummak yerine kayan yıldızdan, üflediğinde hepsi sönen mumdan veya tüm yaprakları uçuşan kara hindibadan medet ummaya başladım.. Eskisi gibi gönülden inanmıyordum belki ama hala sigara aldığımda paketi açar açmaz bir dilek sigarası çevirip dileğimi tutmayı da ihmal etmiyorum..

Hepimizin doğası gereği çaba sarfetmeden kavuşmak ister istediği şeylere.. Kimisi hiç çalışmadan Boğaziçi'nde okumak ister, kimisi boyu 10cm daha uzun olsun ister, kimi mavi gözlü olsun ister, kimi elini cebine her attığında 100 lira bulsun ister, kimi sevdikleri hiç gitmesin hep onlarla kalsın ister, kimi kahverengi saçlarından sıkılıp sarışın olmayı arzu ederken kimi de boğazını hiç tutmadan o minicik eteklere sığabilmeyi ister.. Dileklerimiz ne kadar imkansız, ne kadar manasız ve aslında ne kadar ulaşılabilir olsa dahi dilek dilemekten, hazıra konmayı istemekten asla vazgeçemeyiz.. Bazılarımız bunu saçma bulurken bazılarımız belki de benden de saplantılı bu konuda, bilemem.. Ama bu konuyla ilgili bildiğim şey şu ki dilek dilemekten zarar gören birini hiç görmedim.. Kimden ve ne şekilde istediğiniz önemli değil.. İsteyenin bir yüzü kara vermeyen LeBron James durumu da mevcut değil.. Küçük şeyler dileyerek belki de "karma"yı uyandırıyorsunuz, belki de "melek"ler sayesinde ilgili merciiye haber ulaştırıyorsunuz.. Fark eder mi?! Etmez.. Çünkü "Böyle olsaydı ne güzel olurdu, keşke olsa." demek de bir nevi bi hedef belirlemektir ve yerinde saymaktan çok daha iyidir..

p.s. Benim popüler dileğimi merak ederseniz; elime geçen her fırsatta muzipçe sırıtarak "İnşallah Oscar kazanırım." cümlesini kuruyorum hemen hemen.. Eğleniyorum da açıkçası.. Ama olur da bir gün gerçekten Oscar kazanırsam, ilk burdan duyuruyorum, kendime evcilleştirmek üzere bir kaplan yavrusu alıcam ve evet, adını da Raja koyucam kendi kendimin lambadan çıkan cini olurcasına (:

3 yorum:

Adsız dedi ki...

İnsanın kendi kendisinin cini olması, bir cine sahip olmaktan daha iyi birşey aslında. Birşeyler başarmış olmak, geriye dönüp baktığında "Vay be!" diyebilmek ve bunların getirdiği mutluluğu hiçbir cin ya da karahindiba veremez sanırım. =)
Ve umarım Oscar'ı alırsın günün birinde, ben alacağını düşünüyorum. =D
Bu arada msn adresini ekledim, bir problem olur mu?

xoxo dedi ki...

Bende her dilek tut denildiğinde hep ' Allahım nolur bütün dileklerimi kabul et ' derim içimden.Belki bir gün tutar isteklermz.Ne dersin? :D

Syntinen dedi ki...

@Lillie; Çok güzel bi özet geçmişsin yazıya, dediklerine aynen katılıyorum (: Oscar alma olasılığıma da inanman beni burda tamamen :D smileysiyle birebir benzer bi duruma getirdi, ağzım kulaklarımda yani.. Çok teşekkür ederim bu düşüncen için.. Ayrıca msn adresi ekleme konusunda bir problem olması söz konusu dahi değil ^-^

@.cRn.; Senin yöntem gayet sağlammış ve açıkçası çok da akıllıca.. Böylelikle benim gibi bir solukta on cümle kurmak için kasmaya da gerek kalmamış oluyor .b Dileklerimizin tutacağına yada gerçek olacağına da inanıyorum ben, yeter ki gerçekten dileyelim.. Bi şekilde oldururuz.. Ama biz, ama evren ((: